Ut wisi enim ad minim veniam, quis nostrud exerci tation ulla. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit, sed diam nonummy nibh euismod tincidunt ut laoreet dolore magna aliquam erat volutpat. Ut wisi enim ad minim veniam, quis nostrud exerci tation ullamcorper suscipit lobortis nisl ut aliquip ex ea commodo consequat.
Şeffaf plak tedavisi, şeffaf plastikten yapılan plaklar yardımıyla dişlerin düzeltilmesini amaçlayan bir ortodonti tedavi yöntemidir. Şeffaf plaklar, pek çok hastada dışarıdan belli olmayan, gerektiğinde çıkarılabilen ve diş teli ile benzer tedavi sonuçları sunan ortodonti alanında kullanılan en son teknolojilerdendir. Uzman ortodontistler tarafından yetişkinler, gençler ve çocuklar olmak üzere her yaş grubu için ClearCorrect şeffaf plak sistemi kullanılabilir.
Şeffaf plak tedavisi süresince tedavinin kapsamına bağlı olarak kişiye özel tasarlanmış şeffaf plaklar kullanılmaktadır. Tedavi sürecine uygun hazırlanan şeffaf plaklar, adım adım numaralandırılarak kontrol randevularında hastalara gereken adetlerde teslim edilmektedir. Plakların uygun sırayla değiştirilmesi tedavi süresince dişlerinizi, planlanan son konumuna adım adım yaklaştıracaktır.
ClearCorrect Şeffaf Plak Tedavisi Nasıl Yapılır?
Şeffaf plak tedavisi nasıl yapılır, şeffaf plak tedavisi uzun ya da acılı bir süreç midir soruları tedaviye başlamayı düşünen hastalar tarafından sıklıkla merak edilmektedir. Şeffaf plak tedavi süreci hakkında genel bilgiler vermeden önce, tedavinin tamamen kişiselleştirilmiş bir tedavi yöntemi olduğu ve süreçlerin kişiden kişiye değiştiği unutulmamalıdır.
Şeffaf plak tedavisinin ilk adımı alt-üst çene ve dişlerin, dijital ağız içi tarayıcı ya da silikon ölçü materyali ile kopyasının alınmasıdır. Ardından ortodontistinizin yapacağı değerlendirmeler ve ölçümler ile tedavi süreci ve tedavi bütününde dişlerin ideal görünümlerine nasıl kavuşacağı bir yazılım simülasyonu desteği ile görüntülenir. Yapılan bu dijital plan doğrultusunda hasta ve hekimin ortak kararı ile bir tedavi planı oluşturulur.
Onaylanan tedavi planının ardından şeffaf plak sayısı kesinleşir ve plakların üretim aşamasına geçilir. ClearCorrect şeffaf diş plakları ortodontistinizin ortak karar verilen tedavi planınızı onaylaması ile üretilir. Üretilen plaklar hastaya, ortodontist kontrolünde teslim edilir ve tedaviye başlanır.
ClearCorrect Şeffaf Plak Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Şeffaf plak tedavisi süreci ciddi bir özveri gerektirmektedir. Her bir adımdaki şeffaf plaklar hasta tarafında yaklaşık olarak 2’şer hafta takılır. Kullanım periyodu, ortodontistiniz tarafından değiştirilebilir.
Düzenli ve doğru kullanım, şeffaf plak tedavisinin planlanan zamanda sonuca ulaşmasında en önemli faktördür. Her bir şeffaf plak, günde 20 ila 22 saat ağızda kalmalıdır. Bir şey yiyip içerken çıkarılması gereken şeffaf plaklar (ClearCorrect) saklama kabında muhafaza edilmelidir. Ağız hijyeniniz için şeffaf plakları yeniden takmadan önce dişlerinizi ve plakları hekiminizin size söylediği kurallar dahilinde temizlemeli ve bu şekilde kullanmaya devam etmelisiniz.
Şeffaf Plak Tedavisinin Avantajları
Şeffaf plaklar ile her türlü ortodontik problem tedavi edilebilmektedir. Şeffaf plaklar, estetik görünüm, kullanım ve temizleme kolaylığı gibi kullanıcılara pek çok avantaj sağlamaktadır. Şeffaf plak kullanımının avantaj ve dezavantajlarını öğrenmek için okumaya devam edin.
Şeffaf plak tedavisinin avantajlarından ilki, plakların kolayca çıkarılıp takılabilmesidir. Toplantı, yemek, fotoğraf çekimi gibi tüm önemli anlarınızda tedavinize kısa bir mola vererek günlük hayatınıza kolaylıkla devam edebilirsiniz.
Ağız içerisinde metal, tel ya da yabancı ve zorlayıcı bir cisim olmaması, şeffaf plak tedavisinin en önemli diğer avantajlarındandır. Tellerin ağız içinde yarattığı yaralanmalar ve ağrılar şeffaf plak tedavisinde gerçekleşmemektedir.
Şeffaf plak tedaviniz süresince yemek yerken ve sıcak içecek tüketirken plaklarınızın zarar görmemesi için çıkarmanız gereklidir. Yiyecek ve sıcak içecek tükettikten sonra dişleri ve mümkünse plakları da fırçalayıp tekrar takmanız gerekmektedir.
Şeffaf plakların bir diğer avantajı ise dışarıdan neredeyse hiç belli olmamalarıdır. Bu yönüyle en fazla tercih edilen ortodonti tedavi yöntemidir.
ClearCorrect Şeffaf plak tedavisi yöntemi, dişleri daha yavaş ve kontrollü hareket ettirir. Çene ve dişlerdeki gerginlik ve zorlama hissinin azalmasını sağlayan bu avantaj, daha kolay bir tedavi deneyimine imkan tanır.
ClearCorrect Şeffaf Plak Fiyatları
Şeffaf plak tedavisi tamamen kişiselleştirilmiş bir tedavi yöntemidir. Tedavi fiyatlandırılması, kişinin kemik yapısı, çene ve diş bozuklukları doğrultusunda değişiklik gösterir. Bu sebeple şeffaf plak tedavisinin standart bir fiyatı ya da tedavi süresi yoktur. Ortodontik tedavi gereksinimi ve tedavi süresi gibi farklı etmenlere bağlı olarak şeffaf plak tedavi fiyatları değişebilmektedir. ClearCorrect şeffaf plak tedavisi fiyatları hakkında detaylı bilgi almak için kliniğimizi arayabilirsiniz.
-Bazı ebeveynler, çocuklarda yaygın olan bruksizm adı verilen diş gıcırdatma gibi sert sesleri duyar. Bruksizm, dişlerin gıcırdatılması veya çenelerin kenetlenmesi için kullanılan tıbbi terimdir.
??Bruksizm oldukça sık görülmekte ve genellikle derin uyku evrelerinde veya çocuklar stres altındayken ortaya çıkmaktadır.
?Biz uzmanlar, bruksizmin neden yapıldığına her zaman emin olamıyoruz. Çünkü;
⚠️Bu konuda belli başlı sebepler vardır;
⚠️Bazı durumlarda, üst ve alt dişler düzgün hizalanmadığı için,
⚠️ Kulak ağrısı veya diş çıkarma gibi ağrıya yanıt olarak (Çocuklar ağrıyı hafifletmenin bir yolu olarak dişlerini gıcırdatabilirler, tıpkı ağrıyan bir kası ovaladıkları gibi.),
⚠️ Barsak sistemindeki kabızlık ya da parazit gibi durumlarda,
⚠️ Solunum sistemindeki alerjik burun tıkanıklıkları, büyümüş geniz eti varlığı gibi aksaklıklarda da diş gıcırdatarak vücut bu bölgedeki rahatsızlığını gidermeye çalışır.
⚠️Stres- genellikle gerginlik veya öfke- diş gıcırdatmanın başka bir nedenidir. Örneğin, bir çocuk okuldaki bir sınav veya rutindeki bir değişiklik (yeni bir kardeş veya yeni bir öğretmen) konusunda endişelenebilir. Ebeveynler ve kardeşlerle tartışmak bile dişleri gıcırdatmaya veya çeneleri sıkmaya neden olacak kadar strese neden olabilir.
⚠️ Hiperaktivitesi olan bazı çocuklarda da bruksizm görülebilir. Ve bazen başka tıbbi sorunları olan (serebral palsi gibi) veya belirli ilaçları alan çocuklar diş gıcırdatabilir.
Diş gıcırdatma ve sıkmanın; çocuğun yüzünü ve çenesi ağrıttığı veya dişlere zarar verdiği durumlarda diş hekimleri özel bir aparat kullanımını önerebilir. Bu aparat çocuğun dişlerine göre biçimlendirilir ve gece koruma amacı ile kullanışır. Sporcular tarafından kullanılan koruyucu ağızlıklara çok benzerdir.
Nedeni ister fiziksel ister psikolojik olsun, gün sonunda çocuklar yatmadan önce ılık bir duş alarak, birkaç dakika rahatlatıcı müzik dinleyerek veya kitap okuyarak, ekran kullanımından uzaklaşarak gün içerisinde yaşadıkları stresten uzaklaşabilirler.
Evet süt dişleri düşecek ama çocuklarınızın senelerce ağrılar, enfeksiyonlar, sürekli ilaç kullanımları, bunların yarattığı psikolojik ve sosyal problemler ile büyümesini anne-baba olarak ister miydiniz?
Çocuklarımızın bu gibi durumlar ile karşılaşmalarını önlemek için öncelikle;
· Günde en az iki defa, iki dakika diş fırçalamaları,
· Şekerli ve şeker oranı yüksek gıdalar ve içeceklerden uzak durmaları,
· İlk dişlerin sürmesini takiben 6 ayda bir düzenli diş hekimi kontrolünde olunması,
· Dişlerde renklenme veya çürük şüphesi olduğu takdirde beklemeden çocuk diş hekimine başvurulması ve gerektiğinde tedavi edilmesi oldukça büyük öneme sahiptir.
Unutmayın ki diş çürüğü asla KADER değildir! Her çocuk doya doya ve sağlıkla gülmeyi hak eder.
Koruyucu Ve Önleyici Dental Tedaviler
Yapılan çalışmalar okul çağındaki çocuklarda diş çürüklerinin yaklaşık % 50’ sinin çiğneme bölgelerinde başladığını göstermektedir. Bu bölgeleri çürük gelişiminden korumak için- bir nevi diş aşısı- bir uygulama geliştirilmiştir.
Süt azı dişlerine, kalıcı büyük-küçük azı ve hatta bazı kesici dişlere uygulanabilir. Diş sürmesi tamamlandıktan yani 3 yaş civarı fissür örtücü uygulamalarına başlanabilir. Fissür örtücü koruyuculuğunu diş düşene kadar devam ettirir. Bu nedenle tekrarlanmasına gerek yoktur. Ancak kırılma, aşınma gibi durumlar zamanla görülürse diş hekiminiz fissür örtücü uygulamasını tekrarlayacaktır.
Diş Lekelenmeleri Geçer Mi?
Diş lekelerine sahip çocuklar oldukça fazla ve bunun bunun birkaç sebebi var.
1️-Artık aileler çok daha bilinçli (ki bu çok iyi birşey) böylece biz çok daha fazla dişi renklenmiş hastayı erken dönemde görüyor oluyoruz.
2️-Bağışıklık güçlendirici için kullanılan takviye gıdalar arttı.
3️-Demir ilacı kullanımında aileler artık yan etkileri bildiğinden, erken dönemde önlem amaçlı da gelebiliyor.
4️-Büyük şehirde yaşayan çocuklarda alerjiler yaygın. Bu durum nefes alışverişlerini de etkiliyor. Allerjik burun tıkanıklığına bağlı ağız solunumu dediğimiz istenmeyen bir durum ortaya çıkıyor. Ve bu durum lekeleri arttırıyor.
Çoğu zaman temizlikten sonra; fark oldukça belirgin olmasına rağmen bazen de uzayan Demir preparatı kullanımlarında lekeler çıkmayabiliyor. Ayrıca bazı hastalıklar sonucunda dişlerde geri dönüşümsüz lekelenmeler olabiliyor. Nihai kararı diş hekiminiz verecektir.
Eyvah Süt Dişinin Arkasından Diş Geliyor!
?Çocuklarda sıklıkla gördüğümüz alt daimi dişlerin süt dişinin arkasından çıkması aslında sanılanın aksine çok endişelenilecek bir durum değildir. ?Süt dişlerinin kökleri alttaki daimi diş gelmeye başladıkça erimeye başlar. İlk değişen dişler GENELLİKLE ALT ÇENEDEKİ ön dişlerdir, daimi dişler arkadan dil tarafından süt dişinin arkasından görünmeye başlar. Dilin etkisiyle öne doğru gelir. Süt dişini sallar ve kökünü eritir; süt dişi düşer, bu doğal bir süreçtir; çapraşıklığa tek başına neden olmaz. Bazen çene gelişimsel olarak dar olur ve daimi dişler olması gereken yere sığamaz; bu durumda ağızda olmaması gereken bir yere yerleşebilir; süt dişleri de sallanmadan ağızda duruyorsa, o zaman süt dişlerinin çekimi gereklidir. SIKLIKLA çocuk süt dişinin düşmesini -organ kaybı- gibi görüp çiğneme fonksiyonundan kaçındığından, sallanan süt dişinin düşmesi “yılan hikayesine” döner! Bu diş doğal koşullarda çocuğun kendisi tarafından çekilemiyor ise; çekimin özellikle çocuk ruhundan anlayan bir pedodontist tarafından çekilmesi ailenin de çocuğu psikolojik olarak hazırlaması önemlidir. Çekilmesini takiben gelişimsel bir sorun yok ise; daimi diş, çene gelişimi ve dilin itimiyle beraber (ki bu genellikle kendiliğinden gerçekleşir) orjinal pozisyonuna yönlenir. Kısacası böyle bir durumla karşılaştığınızda çocuk diş hekiminize başvurmanız yeterlidir.
Çocuklarda Florürlü Diş Macunları Ne Zaman ve Hangi Yaş Gruplarında Tercih Edilmeli?
· Diş çürüklerinin önlenmesinde florür, 1940′ larda suların florlanmasından beri en etkili çürük önleyici yöntem olarak kullanılmaktadır. Diş macunları içerisinde bulunan florür, dişte meydana gelen gözle görülemeyecek boyuttaki demineralizasyonu yani bakterilerin meydana getirdiği asit atakları sonrası diş dokularının deformasyonunu tamir eder. Bunun yanısıra diş yüzeyine çürük aktivitesini başlatan mikroorganizmaların yapışmasını önler.
· Güncel araştırmaların güvenilirliğinin en yüksek derecede kanıtlandığı yani bir başka deyişle en güvenilir bilgileri veren meta-analizleri ve klinik rehberleri içeren araştırma sonuçları incelendiğinde florür verniğinin yılda 2 defa uygulanmasının diş çürüklerini engellemede başarılı olduğu kesin bir bilgidir.
· Türk Pedodonti Derneği, Amerikan Çocuk Diş Hekimliği Akademisi ve Avrupa Çocuk Diş Hekimliği Akademisi bebeklerin ilk dişlerinin sürmesinden 3 yaşına kadar sürüntü (sıyırma) şeklinde ya da pirinç tanesi kadar çocuk diş macunu kullanılması önerilmektedir. Yutkunma refleksinin geliştiği 3 yaşından sonra bezelye tanesi büyüklüğünde diş macununa geçilmelidir.
· Diş çürüğü riski düşük olan, 1 yaşından sonra gece beslenmesi yapmayan, annesinin ağzında aktif diş çürüğü bulunmayan, şekerli ve karbonhidrat ağırlıklı beslenme yapmayan, liften zengin katı beslenmeye geçişi başarmış 3 yaşından küçük çocuklarda florür içermeyen diş macunları kullanılabilir.
· Bununla birlikte, küçük çocuklarda bu koşulları sağlamak ebeveynler için genellikle güç olduğundan, 6 aydan sonra 2 yaşına kadar 1000 ppm florür içeren çocuk macunlarının sürüntü şeklinde kullanılması ve diş fırçalamanın ebeveyn tarafından yapılması önerilmektedir.
Süt Dişleri Neden Önemlidir?
Çocuğun büyüme ve gelişiminin en aktif olduğu dönemde beslenme, kelimeleri doğru telaffuz ile çene kemiği ve çevresindeki kasların normal gelişimi açısından süt dişleri büyük rol oynar.
Günümüzde yetişkin bir birey kadar çocuklar da estetiğe, dış görünüme önem vermektedirler. Ön dişleri olmayan ya da çürük olan bir çocuğun okul ortamında veya sosyal yaşamında karşılaştığı sıkıntılar aslında biz yetişkinlerden çok da farklı değildir. Hatta duygularını yetişkinlere göre çok daha yoğun yaşayan çocukların bu dönemde kişisel özgüvenlerinin de oluşmaya başlaması bu durumu daha da önemli kılmaktadır.
Süt dişlerinde meydana gelen hasar ileride bizi daha büyük ağız, diş ve çene problemleriyle karşı karşıya bırakmaktadır. Çürük varlığı çocuğun ağzındaki mikroorganizma sayısının fazla olması anlamına gelir ki bu da sağlıklı olan diğer dişlerini tehdit etmektedir.
Ayrıca ileri derecede enfeksiyonlu bir süt dişinin kaybıyla yandaki dişlerin o boşluğa yer değiştirmeleri daimi diş için gerekli olan yerin daralmasına ve çocuğun ileride daha uzun süreli ve maliyetli ortodontik tedaviye ihtiyaç duymasına neden olmaktadır. Bunun yanında diş kaybı gerçekleşen bir çocuğun yaşıtlarına göre hem beslenmesi hem de konuşması bu durumdan olumsuz yönde etkilenmektedir. Halbuki teknolojinin ve diş hekimliğinde kullanılan malzemelerin bu kadar ileri düzeyde olduğu bir dönemde süt dişlerini koruyarak tüm bunlarına önüne geçebilmekteyiz.
Süt Dişlerine Neden Dolgu Yapıyoruz?
Ülkemizde, çocuklarda erken yaşlarda süt dişlerinde çürük görülme olasılığı oldukça yüksektir. Süt dişlerine dolgu yapılmasının bir çok sebebi olup bunlar;
Çürük sebebiyle dişlerde görülen ağrılar ve ağrıların yarattığı fiziksel ve psikolojik problemler,
Tedavi edilmeyen süt dişi çürüklerinin ilerleyerek ABSE yani iltihap içeren şişliklere dönüşmesi ile beraber kendini gösteren DAYANILMAZ, ŞİDDETLİ diş ağrıları,
İlerlemiş çürükler sebebiyle çekilen süt dişlerinin yarattığı boşlukların korunmadığı durumlarda meydana gelen DİŞ ÇAPRAŞIKLIKLARI ve bundan dolayı ilerleyen yaşlarda kendini gösteren ortodontik tedavi (tel tedavisi) gereksinimi,
Özellikle ön dişlerdeki çürüklerin kötü görünümü sebebiyle küçük yaşlarda başlayan ÖZGÜVEN KAYBI ve GÜLÜMSEMEYE ÇEKİNME gibi psikolojik problemler,
Çürük sebebiyle meydana gelen özellikle dişlerin arayüzlerinde oluşan boşluklara yemek kaçması sonucu meydana gelen AĞRILAR ve yemek yeme esnasında ortaya çıkan sorunlardır.
En geç 1 yaşında olmalı ancak doğrusu mümkünse bebek doğduktan hemen sonra bir çocuk diş hekimi tarafından da ağız içinin muayene edilmesidir. Çünkü bazı durumlar bebekle dişli doğabilmektedir. Ya da kısa dil frenilumu nedeniyle bebek emmekte zorlanmaktadır. Bu durum ise annede rahatsızlığa neden olabilmektedir.
Dişleri Ne Zaman Fırçalayalım?
İlk diş çıkar çıkmaz dişler fırçalanmaya başlanmalıdır.
Hangi Yaşta Hangi Fırça? Hangi Diş Macunu? Diş İpi Kullanımı
* Dişler Sürmeden Önce
– Parmak Fırçaları (Doğumu takiben ilk dişler sürene kadar): Temiz bir gazlı bez veya bir parmak fırçası yardımıyla her yemek sonrası ve yatmadan önce diş etleri ve dilin ön kısmı kibar bir şekilde masaj yapılarak fırçalanmalıdır.
– Silikon diş fırçaları (Doğumdan sonraki ilk 9 aylık süreçte): Çocuğunuzun diş fırçalamanın önemini ve nasıl bir uygulama olduğunu bu aktiviteyi eğlenceli bir hale getirecek oyunlar ile öğretmek ilerleyen dönemler için çok önemlidir. Bu tarz diş fırçaları kolaylıkla tutulabilir ve diş eti gibi dokularla temas edebileceği için oldukça yumuşak uçlara sahip olmaları amacıyla tasarlanmışlardır. Silikon diş fırçaları ilk dişler sürdüğünde de kullanılabilirler.
* Dişler Sürdükten Sonra
Manuel Diş Fırçaları:
– Ekstra Yumuşak Tüylü Manuel Diş Fırçaları: 6 ay- 3 yaş arasındaki çocuklar için önerilmekte olup çok yumuşak yapıdadırlar ve bu sayede çocuklar rahatsız olmadan dişlerin kolayca temizlenebilmesi sağlanabilmektedir.
– Yumuşak Tüylü Manuel Diş Fırçaları: 3 yaş – 6 yaş arasındakı çocuklar için ideal fırça tiplerindendir. Dişler üzerindeki plağın ve yemek artıklarının diş eti sınırından uzaklaştırılması konusunda etkili fırçalardır.
Şarj Edilebilir Diş Fırçaları:
Çocuklarda şarj edilebilir diş fırçası kullanımı pek çok kaynakta +3yaş olarak geçmektedir. Bunun başlıca sebebi fırçanın elektronik bir cihaz oluşu ve elektronik cihazların çocuklar tarafından kullanımının güvenli olmayışıdır. Bu durum pilli oyuncakların üzerinde +3 yazması ile benzerdir. Ancak son dönemde yapılan bilimsel çalışmalarda eletrikli fırçaların çocukların diş temizliğinde daha etkili olduklarını göstermiştir. Şarjlı fırçalar ayrıca oral motor uyaranlar konusunda duyusal gelişime katkı sağlamasıdır.
Doğru fırçalama yöntemini kullanan yetişkin gözetiminde 3 yaş altında azı dişleri tamamlanan çocuklarda da kullanımı uygundur. 3 yaş altında şarjlı diş fırçası kullanmak isteyen anne babalar; ilk diş hekimi muayenesinin ardından kendilerini takip eden çocuk diş hekimkerine danışarak yetişkin gözetimşnde kullanabilirler.
?Titreşimli-dönme hareketine sahip şarj edilebilir diş fırçası teknolojisinin plağı uzaklaştırmada ve diş eti iltihabını azaltmada manuel diş fırçasından üstün olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır.
?Şarjlı diş fırçalarının aynı zamanda masaj yapma veya fırçalarken dişe veya diş etine basınç yapıldığında uyarma gibi özellikleri vardır. Bu da onları kullanışlı kılan özelliklerdendir.
?Diğer yandan da şarjlı diş fırçalarında, ne kadar süre ile dişin fırçalanması gerektiğini gösteren uyarıcıları vardır. Bu da diş bakımını kontrollü bir biçimde yapmak için oldukça önemlidir.
Hem çocuk hem de yetişkinlerin ideal ağız bakımları diş fırçalama ve diş ipi kullanımı birlikte olduğunda gerçekleşmiş olur.
?İdeal olan günde 2 defa 2 dk süren diş fırçalamanın yanısıra günde 1 defa tercihen akşamları diş ipi yapılmasıdır.
Böylece diş fırçasının kıllarının ulaşamadığı ve temizleyemediği diş arasındaki bölgelerin temizlenmesi sağlanır.
?Ağzında birbirine temas eden 2 adet dişi olan tüm çocuklara kullanımı önerilir. Yani kullanımında yaş açısından bir alt sınır yoktur.
?6-7 yaşına gelene kadar sizin yapmanız daha uygun olacaktır. Daha sonra yavaş yavaş kendileri deneyerek el becerisini arttırarak kullanmaya başlayabilir.
?6 yaş altındaki çocuklarda sapan şeklinde kesilmiş diş ipi kullanımı daha kolay olacaktır. Ancak sivri kürdan kısmı olan sapan şeklindeki diş iplerinin kürdan kısmının kullanılmaması gerekir. Çocuklara sivri köşesi olmayanların kullanımı daha uygundur.
Süt Dişleri Ne Zaman Oluşur Ve Ne Zaman Çıkmaya Başlar?
?Bebeklerin diş çıkarma zamanları da diğer pek çok özellik gibi bebekten bebeğe değişkenlik gösterebilir. Süt dişlerinin erken ya da geç çıkmasının özel bir durumu yoktur. Bebeklerin diş çıkarma zamanlarının farklılık göstermesi normal bir durumdur.
?Altta yatan başka bir hastalık yoksa bebeklerin dişlerinin erken ya da geç çıkması bir problem teşkil etmez. Çok nadiren başka hastalıklara bağlı olarak hiç diş çıkmaması gibi durumlar görülebilmektedir. Sağlıklı bir bebeğin erken veya geç diş çıkarması endişelenmeyi gerektirmez. Süt dişlerini geç çıkaran bebeklerin, kalıcı dişlerinin gelmesinde de gecikmeler yaşanabilir.
?6 Aydan önce diş çıkaran bebeklerde; ağız bakımı daha güç olacağından diş çürüğü riski artmaktadır, bu sebeple ilk diş hekimi muayenesi önemlidir.
?Bütün dişler tamamlandığında 20 adet diş olması beklenir. Bu genelde 3 yaş civarında gerçekleşir.
?Dişin çıkacağı zamanı genetik etkileyebilir.
Hangi Sırayla Süt Dişleri Çıkar?
??Dişler genelde belirli bir sıra ile çıkar ama çıkmaz ise de her zaman bir problem var demek değildir. Dişlerin geç çıkması genellikle prematüre doğum, düşük doğum ağırlığı, ya da düşük D vitamini seviyesi ile ilgilidir. 18 aylık ancak hala süt dişleri ağızda değilse diş hekimine muayeneye mutlaka gidilmelidir.
Süt Dişleri Çıkarken Nelerle Karşılaşabiliriz?
Diş çıkarma zamanlarında huysuzluk, huzursuzluk, özellikle gece uykularında bölünmeler, buldukları herşeyi ağıza götürme, tükürüğün ağız dışına akması, dişetlerinde kızarıklık ve çok nadir 38.5°C’ yi geçmeyen ateş görülmektedir.
Çocuklar küçük yetişkinler değildir. Çocukların etnik kökenlerine, gelişim evrelerine, aile yapılarına, tıbbi geçmişlerine, mizaçlarına ve zihinsel sağlıklarına dayalı benzersiz ihtiyaçları vardır.
Çevremizdeki dünya değişmeye devam ediyor, değişen sosyal adetler ve dünyadaki olaylar, çocukların ağız hastalıklarına ve komplikasyonlarına karşı her zamankinden daha fazla savunmasız olduklarını göstermiştir. Neyse ki bilim ve teknoloji bu çocuklara bakma yeteneğimizi geliştirdi ve biz diş hekimlerini de çocukların ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yönlendirdi.
Diş hekimliğinin bir anabilim dalı olan Pedodonti, bebeklerin, çocukların özel ilgi gerektiren bireylerin ağız-diş sağlığı sorunları ve tedavileri ile ilgilenmektedir. Pedodontistler, standart diş hekimliği eğitimine ek olarak engelli ve özel ihtiyaçları olan çocuklar dahil tüm çocukların psikolojisi, büyüme ve gelişimi, süt ve genç sürekli dişleri üzerine eğitim görmüş olan uzman hekimlerdir. Pedodonti’nin birinci amacı ortaya çıkmış problemleri tedavi etmekle birlikte, bu sorunların kaynağını bularak oluşmasını engelleyecek önlemleri almaktır. Bu amaçla uygulanan prosedürlere Koruyucu Diş Hekimliği denir. Koruyucu diş hekimliği beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, yanlış beslenme alışkanlıklarının düzeltilmesi, ağız ve diş temizliği konusunda eğitimlerin verilmesi, yerel flor ve fissür örtücü gibi dişlere uygulanabilen işlemler ve düzenli kontrolleri içerir. Bir Pedodontist;
-Süt dişleri ve genç sürekli dişlerde ihtiyaç duyulan tüm dolgu uygulamaları, kanal tedavisi ve amputasyon işlemleri,
-Mecburi ise diş çekimlerinin gerçekleştirilmesi,
-Çekilen dişlerin yerine uygulanan yer tutucuların ve çocuk protezlerinin yapımı,
-Çürüklerden dolayı oluşmuş kayıplara kuron kaplama tedavisi uygulanması,
-Travma tedavileri,
-Koruyucu ve önleyici ortodontik tedaviler,
-Çürüklerin önlenmesi için fluorid verniği, fluorid jeli ve fissür örtücü uygulamaları ile birlikte,
-Çocuklara ağız temizliği ile ilgili eğitim verilmesi,
-Sağlıklı ve düzenli beslenme eğitiminin verilmesi,
-Çocukların anne ve babalarına pedodonti ile ilgili bilgiler vererek, kontrol aralıklarını ve tedavileri hakkında bilgi verilmesi,
-Sporcu çocuklar için spor esnasında başlarına gelebilecek olan kazalardan korumak amacıyla koruyucu ağız plaklarının yapılması,
-Çocuklarda aileden gelen kalıtsal diş hastalıklarının tedavi edilmesi,
-Çocukların diş eti rahatsızlıklarının tedavi edilmesi gibi durumlar ile ilgilenmektedir.
Ağız diş çene cerrahisi; dişler, dişleri çevreleyen çene kemiği ve yumuşak dokular ile bu yapıları içeren tüm patolojilerin cerrahi olarak tedavisi ile ilgilenen bir branştır.
20 yaş dişlerinin cerrahi çekimleri, kırılmış dişlerin komplikasyonlu çekimleri, kök ucu rezeksiyonları, kist operasyonları gibi basit cerrahi işlemlerden tümör cerrahileri, ortognatik cerrahi (çene uyum bozukluklarının cerrahi tedavileri), çene yüz bölgesi travmaları ve temporomandibuler eklem cerrrahisine kadar birçok major cerrahi tedavinin de yürütüldüğü bir alan olarak bilinir.
Kapsam alanı;
Dişlerin normal ve cerrahi çekimleri,
Gömülü diş çekimleri,
Dental ve zigomatik implant uygulamaları,
Çene kist ve tümörlerinin tanı ve tedavileri,
Preprotetik cerrahi operasyonları,
Sinüs tabanı yükseltme işlemleri,
Kemik augmentasyonları (yükseltme ve genişletmeleri),
Travmatik diş ve destek doku yaralanmalarının tanısı, tedavisi ve uzun dönem takibi,
Çene kırıklarının konservatif ve cerrahi tedavileri,
Ortognatik cerrahi operasyonlar,
Çene eklemi hastalıklarının tedavileri.
Temporomandibular eklem
Karmaşık yapıya sahip olan çene eklemii, çok gelişmiş hareket yön ve şekline sahiptir. Çene Eklemi Rahatsızlıkları kulak çınlaması, kulak, baş, yüz ve göz ağrısı gibi belirtilerile kendini gösterir ve günümüz gelişen toplumunda görülme sıklığı giderek artmaktadır.
Temporomandibular Eklem Rahatsızlıkları, çene ekleminde ve/veya çiğneme kaslarında sürekli tekrarlayan ağrı veya eklemde meydana gelen fonksiyon bozukluğudur. Çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkabilen bu sorunun, ana nedeni ise çene ekleminin yüzeyi ve eklemdeki diskin uyumunu kaybetmesidir.
Migrene benzeyen şiddetli baş ağrıları
Kulaklarda çınlama
Ağzınızı açıp kapatırken gıcırdama ve tıkırtı sesi
Çenenin sınırlı açılması, çenenin kilitlenmesi veya yerinden çıkması
Baş dönmesi, bayılma
Sürekli dişlerde ki kanal tedavisi ise dişin kök ucunun kapanıp kapanmaması ile alakalı olarak, yani hastanın yaşına göre değişmektedir. Dişler ağız içinde görüldükten sonra köklerin oluşması yaklaşık 3 sene kadar sürmektedir. Eğer kanal tedavisi yapılacak dişin kökleri gelişimini tamamlamamış ise, apeksifikasyon denen bir prosedür uygulanır. Bu apeksifikasyon işleminden amaç daimi dişin kök gelişiminin kesilmemesi ve kök ucunun sağlıklı bir şekilde kapanmasıdır. Bu tedavi uygulamasında köklerin gelişimi tamamlanana kadar pansuman seansları sürer ve köklerin gelişimi tamamlanınca kalıcı kanal dolgusu ve üst restorasyon yapılabilir. Artık günümüzde gelişen doku dostu malzemeler aracılığı ile dişin durumu uygunsa tek seansta tedavi bitirilebilmektedir.Çocuğun devam eden büyüme gelişim dönemi ve sonrasında da bu dişin takibi çok önemlidir. Eğer dişin kökleri gelişimini tamamlamış ise kanal tedavisi yetişkin dişlerindeki gibi uygulanır.
Çocukların hayallerine ve gülümsemelerine engel olmayın. Düzenki olarak çocuk diş hekimine kontrollerinizi olmayı unutmayın.
Bazı durumlarda çürük nedeniyle dişin tüm sinir dokusu etkilenmekte ve sağlıklı doku kalmamaktadır. Bu durumda eğer süt dişin kökü ve alttaki kemik yapısı iyi durumdaysa, diş restore edilebilecekse ve hepsinden önemlisi çocuğumuz bu tedaviye uyum sağlayabilecekse kanal tedavisi yapılmalıdır. Çocuk Diş Hekimleri (Pedodontist) olarak artık bir süt dişini kurtarmanın bir kalıcı dişi kurtarmak kadar önemli olduğunu biliyoruz. Çünkü bir süt dişi aynı zamanda en iyi yer tutucusudur ve alttan gelen dişlerin doğru pozisyonda sürebilmesi için rehber olarak görev yapar.
Vaktinden önce süt dişi kaybedilirse;
-dişlerin dizilimi zamanla bozulur;
-bakımı zor olan çapraşık dişlerin varlığı çiğnemede zorluk, çene ekleminde problemler ve görünüşünden memnun olmayan, hayat kalitesi etkilenmiş mutsuz bireylerle karşılaşmamıza neden olur. Bu durumlara neden olmamak için belirtilen şartlar sağlanıyorsa süt dişlerine kanal tedavisi yapılmalıdır.
Süt dişlerine kanal tedavisi yapılırken kullanılan kök kanal dolgu maddesi alttaki daimi dişe zarar vermeyen, onun sürmesini etkilemeyen ve zamanla eriyen (süt dişine kullanılan kanal dolgu maddesinin eriyebilme özelliği sayesinde süt dişinin kökü eridikçe kök kanal dolgusu da eriyerek alttaki dişin sağlıklı bir şekilde sürmesini sağlamaktadır.) özelliğe sahiptir. Süt dişlerine kanal tedavisi yapıldıktan sonra dişin üstüne dolgu yapılabilir ama en doğrusu paslanmaz çelik veya pediatrik zirkon kuronlar ile restorasyonudur.